Kayboluyorum
Boşluk hissi tuhaf, varlığımı somutlaştıran basit kanıtlardan başka hiçbir şey yok. Bu Dünya ya ne bir nota ne de bir kelime bıraktım, hiçbir şeyim yok. Kuru bir bitki gibiydim,bir süre azap çektikten sonra zamanı geldiğinde güneşin sıcak yüzü ruhuma yansıdığı zaman canlanıp berrak olacağımı düşünmüştüm, yanıldım. Ben soğukta doğdum, karanlıkta yoğruldum, hiçlikte ise yok oldum.
Basitim, yalnızca basit.Rüzgarın
ücra köşeye savurduğu kuru bir yaprak gibiydim.Kendi
ruhumu başka
insanların-yaratıcıların hayal dünyalarında aradım. Ne bir iz ne de bir düşünce bulabildim,hiçbir şey yoktu. Bu bulantılı zamanlarda ruhumu
karanlığa doğru sürüklendiğini
hissediyorum.Yok oluyorum.Belki de Tanrı sesleniyordu ruhuma, cevap alamayınca
anlıyordu belki de yarattığı bu acizliği.Bu
acizlik gün ışığı almıyor,ıslanmıyor ve üşümüyordu.Yarattığı
acizliği bulmakta bile zorlanıyordu Tanrı.
Gördüklerimde arıyordum ruhumu.Baharla birlikte doğanın canlanışında,bir hayvanın tevazu bakışlarında arıyordum ruhumu.Aynaya
baktığımda gördüğüm yüz de arıyordum ruhumu,bu aciz
varlığın yüreğinden kim söküp almıştı ruhunu? Tanrı mıydı bunu yapan
yoksa düzenin getirdiklerinin sonucu muydu bu yok oluş?
Bu düzen insanlığının kimliğini yok ediyor,insanlığı yok sayıyordu.Düzen her geçen gün vahşi yüzünü
gösteriyor parası olmayanları sonsuzlukla buluşturuyordu.Bu düzende gün geçtikçe hayal dünyası yaşanmaya değer görünmüyordu.Öyle aciz bir düzendi ki doğanın karşısına geçip gücüyle alay edecek
kadar kibirliydi.Bu kaos ta ruhumu arıyor,kendime
ait iz bulamıyordum.
-Yalnızca hissedebiliyordum ruhumun
karanlığa doğru yelken açtığını, hissedebiliyordum kaybolduğumu,hissedebiliyordum
var olmadığımı…
...
Yorumlar
Yorum Gönder